Bulut bilişim hakkındaki bu bloga hoşgeldiniz.
Şu anda göz attığınız bu blogun ilk yazısı olmasından dolayı, hem bulut bilişimin ne olduğu, bu terim karşısında aslında ne anlaşılmasi gerektiği ve tarihsel gelişim sürecini bir metafor kullanarak açıklama yaklaşımı cazip geldi. Bulut Bilişim ve sanallaştırma ihtiyacının IT sektörüne yaptığı asansör etkisi üzerine bir makale :
Bulutlara Yükselen ŞehirlerŞehirlerde yaşamın geçirdiği evrelere bakarsanız,önce 2-3 katlı tahta malzemelerle inşa edilen binalarda başlayan yaşantı, beton kullanan inşaat tekniklerinin yaygınlaşmasıyla önce 4-5 katlı, merdiven yoluyla üst katlara da ulaşılabilen hale geldi. Beton ve çelik kullanılan mimarilerde 10-20 katlı binalar üretebilmek mümkünken, insanların çokca merdivenli binaların üst katlarını tercih etmemesi gibi gayet açık, insani ve pratik sebeplerden dolayı asansorün icadına kadar geçen süreçte çok katlı binaların yaygın olmadığı bilinir. Asansör gibi aslında oldukça mekanik ve dönemin diğer gelişmelerine rağbetle (tren, otomotiv, elektrik ve telefon) basit sayılabilecek bir icat, şehirlerin tıkanmak üzere olan kabını kırarak 20-30 katlardan başlayan sonraları 100 ve üzeri katlı binaların inşasını ve kullanımını mümkün kıldı.
Bu dönemlerden geçerken ortalama bir insanın yaşam alanı ihtiyacının aşağı yukarı aynı olduğunu (yatak odası, oturma odası ve benzeri), asansörün icadının binalarda yaşayanların hayatını çok da etkilemediğini söyleyebiliriz. Belki üst katlarda oturmanın faydalarına manzara, daha fazla güneş ve uzağı görebilme, aynı binada oturanların ısınmadan ötürü yakıt tasarrufu etmesi, çatı, su deposu gibi alanların ortak kullanılması ve bakımlarının da ortak yapılması, kapıcı servisi vb gibi şeyler yazsak da çok da net bir kazançtan bahsetmek zor.
Sanallaştırmanın Bilişim üzerindeki asansör etkisiAsansörün icadı, insanların bir binanın 5. katında yaşamak yerine 50. katta yaşanması olasılığını getirir, ancak arada kullanımsal farklar kısmen yok denebilecek ölçüdedir. Bunu bilişim dünyasına uyarlarsak, bir muhasebe yazılımının, kişisel dosyaların, emaillerin, bulut üzerinde bulunması kullanıcıya mobilite kazandırsa da temel işlevler göz önünde bulundurulduğunda avantajlı demek doğru olmaz. İnşaat mühendisliği, mimarlık ve müteahhitlik gözüyle bakıldığında ise asansörün icadı ve aynı metrekaredeki alana 5 katlı yerine 50 katlı bina yapabiliyor olmak, karlılığı neredeyse 10 katına arttıran, yeni inşaat tekniklerinin geliştirilmesini zorunlu kılan, yangın, deprem gibi farklı afetlere karşı daha gelişmiş karmaşık yöntemlere ihtiyacı açığa çıkaran tamamen yeni bir dönemin başlangıcıdır. Bilişim donanımı dünyasında artan işlemci güçleri ve ucuzlayan fiyatlar dikine (scale up) türü ölçeklemeyi kolaylaştırsa da ardı arkası gelmeyen data ve istek akışının karşılanması için yatay (scale out) ölçekleme tekniklerinin uygulanması ancak Bulut Bilişimle birlikte gelen yaklaşım ve metodlar sayesinde olabilir.
Bulut Bilişim kim için var?Bulut bilişim herşeyden önce bir bakış açıcısıdır, bir metodolojidir, özünde eski bir soruna yeni bir yaklaşımdır. Ama end user dediğimiz kullanıcılara neredeyse transparan dır, dikkatsizce bakıldığında farkedilemez, bu da onu cazip kılan en önemli unsurların başında gelir. Asansörün icadı, işi emlak ve inşaat olan, şehir içinde bolca arsa toplamış olan yatırımcıların gözlerinden tatlı tatlı süzülen sevinç göz yaşlarına nasıl yol açtıysa Bulut Bilişim de biz IT profesyonelleri için aynıdır. Sevinçten ve keyiften buluta dair bloglarda methiyeler düzmekten tutun da, bilişim dergilerinde boy boy reklam ve yazı yayınlamaya kadar tüm aktiviteler bu yüzdendir.
İşin şaka yanı bir tarafa, Bulut Bilişim'in kazandırdıkları, bu tek yanlı açıklamayla tabii ki açıklanamaz. Her şeyden önce şehirlerde yaşayan insanların sayılarının her sene katlanarak artması, onların barınma ihtiyaçlarını paralelinde getirdiğinden ötürü önce asansör ihtiyacı doğdu ve bu ihtiyaç da icadı peşinden getirdi. İnsanların köylerden akın akın gelerek daha fazla sayılarla şehirlerde yaşamasını da her geçen gün artan internet,mobil kullanımına benzetebiliriz. Asansörün mü şehirleşmeyi başlattığı, yoksa şehirleşmenin mi asansör icadına imkan sağladığı biraz yumurta ve tavuk hikayesi gibidir, iki varsayım ayrı ayrı veya birlikte doğru olabilir. Bu bağlamda sanallaştırma Bulut Bilişimi, Bulut Bilişim ihtiyacı da sanallaştırmayı getirmiş olabilir, yaygın olan varsayım sanallaştırmanın Bulut Bilişimi yumurtladığıdır.
Sanallaştırmaya (Virtualization) asansör dediğimiz anda, asansörün yukarı aşağı hareketini sağlayan halat ve rayları da dağıtık depolama tekniklerine (SAN, NAS storage) benzetmek gerekir, Bulut Bilişim de her geçen gün yükselen şehirlerde yeşeren yaşam tarzının yeni adıdır. Merdivenlerin olduğu ve sıkca kullanıldığı dönemde merdiven ustaları ve merdiven bakımı gerekirken, asansörlü dönemde artık asansörün bakımını yapan mekaniklere de DevOps adı verilir, ki bu giderek önem kazanan ve Sistem Yöneticiliğinden farklı olan disiplin konusunda ayrı bir yazıda değineceğim.
Bulut Bilişim, exponential olarak artan data ve ihtiyaca bağlı olarak 3 farklı disiplinin zaman içerisinde yeterince olgunlaşması sayesinde var olabildi. Bu disiplinler birbirinde bağımsız olarak son 10 senedir farklı isimlerde ve uygulama alanlarında kullanılıyorlardı. Sanallaştırma 2000`lerin ortalarından beri var olan ve öncelikle masaüstünde ve konsolidasyon projelerinde tercih ediliyordu. Dağıtık depolama (SAN, NAS, FC ve distributed file systems) maliyet bariyerini aşarak yaygınlaşamamış, uygulama alanı olarak öncelikle highly available sistemlerin mimarilerinde kullanılıyordu. En son ve IT profesyonelerini en çok ilgilendiren en önemli disiplin, bilgi/birikim, alet kutusu ve yaklaşım metodolojileri (ya da kısaca DevOps) Web 1.0 döneminde pişti ve refine olarak bugun ihtiyaç duyulan olgunluğa ve kıvama ulaştı.
Yukarıda kullandığım metafor Bulut Bilişimin bir çok özelliğini, özellikle aynı altyapıda daha yoğunluklu (CPU ve RAM fiyatlarının düşmesine paralel) konsolidasyon sağlaması, beraberinde getirdiği metod ve ihtiyaç farklılıkları açıklamak için yeterli, ancak en önemli kazanımlardan biri olan high availability (halen doğru Türkçesini bulamadım) bu metaforda eksik kalıyor. Bulut Bilişim sayesinde, işletim sistemlerini kaydırma yöntemleriyle 6x9, yani %99.9999 verimliliğe ulaşabilmek çok da zor değil. Ayrıca Bulut Bilişim terimi sadece sanallaştırılmıs altyapıları değil aynı zamanda internet üzerinde çalışan yazılımların altyapısal sorunlara toleranslı olarak tasarlanmasını da (SaaS) kapsayacak şekilde kullanılıyor.
PC, IT, LAMP ve benzeri kısaltmaların tercih edildiği bilişim terminolojisinde kulağa oldukça hoş gelen bulut kelimesinin bu yeni trendin adı olarak neden seçildiğiyle ilgili webde bir kaç klasik tanım bulabilirsiniz. Ben, binaların göklere, bulutlara asansör dayayarak tırmanma sürecindeki şehirlerin yükselmesinin bir benzerini IT altyapısında gördüğümüz için Bulut Bilişim adı verildiği tezini hem daha romantik hem de daha keyifli olduğu için savunuyorum. Teknik ya da romantik tanımlar arasında tercih sizin :-)
İlerleyen yazılarda bu benzetmeleri açarak RAIN, 6 Nines, C&D ve BigData konularına değineceğim.
Not : "Teşbihte hata olmaz".
Kayra Otaner 10 Aralık 2011
Posted In: Gezegen